8 Kasım 2010 Pazartesi

Peyami Safa sevdiğim yazarların ilkidir.Türk edebiyatı aslında birçok isimle dünya klasikleri arasına girecek çaptadır bana göre.Toplum olarak okumayışımız,yazarlarımızı takip etmememizden dolayı edebiyatımız kısır gibi görünüyor.Değil,böyle söyleyenlere de katılmıyorum.Sabahattin Ali,Peyami Safa,Yakup Kadri,Refik Halit Karay...daha birçok ismi nereye koyacağız.Bir Adalet Ağaoğlu da önemli isimlerdendir.Sevinç Çokum'un hikayeleri Selim İleri'nin eserleri göz ve gönül doldurmaz mı?Eksik,güdük bir edebiyatımız yoktur bizim.
Bunlardan daha önemli söyleyeceklerim var aslında.Bir Dokuzuncu Hariciye Koğuşu hastasıyım.Peyami Safa'nın eserlerindeki psikolojik tahliller,olayların nedenini,gelişimini alttan alta ruh hallerine bağlıyışı beni sarıyor esere.Seviyorum Peyami Safa'yı.Saatlerce süren zevkli okumaların ardında son sayfada buluyorum kendimi.Az daha devam etseydi diye hayıflanıyorum.Sözcükler birbirini kovalıyor,hiçbir sıra bozumu olmadan sanki onlar o sıra için meydana gelmiş gibi karakterlerin görselleşmesine yardım ediyorlar.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'ndan bir kısa parçayı lisede edebiyat kitabında görmüştüm.Nedense hayatta sevmediğim şeylere daha sonra müptela olmak gibi hevesim vardır.İğreti duran şeyler kanımı ısındırır hayran olur hatta aşık olurum onlara.Ne olduğu önemli değil.İlk önce sayfalarını özensizce atladım Peyami Safa'ya da gözüm saniye kadar ilişti geçtim gitti.Üniversite yıllarında incecik bu kitabı elime aldım.Almaz olaydım.İki üç saat sonunda önemli bulduğum yerlerin altını çizerek okuduğum eserin sonunda gözlerim dolmuştu.Böyle bir eseri böyle bir yazarı daha önce okumadığıma hayıflandım hatta kızdım kendime edebiyat hocama.Neden bu parçayı işlemedik.Ne olurdu bu parçanın ana fikrini de söyleseydi yüzüstü.
Daha sonra 4-5 kez okudum.Kitaplığımın ilk sralarında halen durur.Ve her sayfası hemen hemen altı çizli cümlelerle doludur.Çok güzel bir dram filmi çekileceğini düşündüğüm bir eserdir.Zaman zaman o adı verilmeyen gencin ayak sızısı kalp ağrısıyla başımızı döndürür."Dünyanın hiçbir Nüzhet'i yalan söylememelidir." deriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder